Günün Mesajı

03/02/2016 - HİÇBİR ŞEY RAB’BİN BEREKETİNİN YERİNİ DOLDURAMAZ

Kocası Elkana, “Hanna, neden ağlıyorsun, neden yemek yemiyorsun?” derdi, “Neden bu kadar üzgünsün? Ben senin için on oğuldan daha iyi değil miyim?”

1. Samuel 1:8

Bu ayette Elkana Hanna’ya kendisinin on oğuldan daha iyi olduğunu, bu nedenle de onun neden ağladığını, neden yemek yemediğini, neden yüreğinin bu kadar üzüntüyle dolu olduğunu anlamadığını söylüyor.

Rab Tanrı’nın her birimize verdiği armağanlarla ilgili bir amacı vardır. Hanna bir kadın olarak doğurması gerektiğini biliyordu ama kısırdı. O dönemde erkekler birden fazla kadınla evlenebiliyordu. Elkana’nın diğer karısı Peninna’dan çocukları vardı ama Hanna ile hiç çocuğu olmamıştı. Bu nedenle Peninna Hanna’yı sürekli hor görürdü. Hanna her gün üzülüyor ve ağlıyordu çünkü Peninna tarafından küçümseniyordu.

Ağlamak acıyı biraz hafifletir ama size ihtiyacınız olan cevapları vermez. Elkana karısının sürekli ağlamasından dolayı kaygılanıyordu. Bu yüzden onu bu durumdan çıkarmaya çalışıyordu ama başarılı olamıyordu, çünkü Hanna çözüm istiyordu.

Bir konuda başarılı olmadığımız zaman tüm hayatımız bundan dolayı bir şekilde etkilenir. Hanna’nın kocası ona neden yemediğini soruyordu ama onun asıl ihtiyacı olan iman üreten ruhsal yiyeceklerdi. Çünkü bir insanı her türlü zorluk ve sıkıntıdan kurtarabilecek şey budur.

Rab’bin Sözünü bir insana ulaştırırsak ona büyük bir yardımda bulunmuş oluruz. Çünkü insanın bilgisi zayıftır; rahatlatma gücü yoktur ve hiçkimsenin sıkıntısını çözemez. Yalnızca Rab ile bir tür ‘toplantı’ yapar gibi buluşup ona yüreğimizi açarak bizi rahatsız eden her şeyi söylediğimizde, bir çözüm bulabiliriz. Bu şekilde hareket ettiğimizde Rab bize cevap verir ve isteğimizi gerçekleştirir.

Elkana hala Hanna’nın neden üzüldüğünü kendisine açıklamasını istiyordu. Oysa evinin kâhini olarak tıpkı İbrahim’in yaptığı gibi Rab Tanrı’dan yardım istemeli ve o durumu çözmeliydi. Aile reisi ailesine sıkıntı veren konularla ilgili Rab ile doğrudan iletişime geçebilir. Ailenin başı olarak kocanın kendi korumasının altında olan herkesi rahatsız eden konuları Rab’be getirmesi gerekir.

Elka’nın Hanna’ya olan şefkati asla yeterli olmayacaktı çünkü Hanna’nın bundan daha fazlasına ihtiyacı vardı; o anne olmak istiyordu. Kadınlar anne olmak üzere doğar ve genç yaşlarında buna hazırlanırlar. Ailelerinden gördükleri sevgi bu temel arzunun yerini tutamaz. Hanna doğru olanı yapmıştı. Rab’bin huzuruna çıkıp candan bir şekilde yakarmıştı. Kahin Eli zorlu bir durumla mücadele eden Hanna’nın imanını gördüğünde onun sarhoş olduğunu düşünmüştü. Oysa bu kadın Her Şeye Gücü Yeten Rab’den bereket istiyordu ve sonunda mücadelesinden zaferle çıktı. Rab’bin yolunda yürüyen büyük bir adam olan Samuel bu şekilde doğdu. Hanna ve Elkana’nın ilk oğulları Samuel, sonradan peygamber olacaktı.

Sorunlarının çözümüne odaklanmış bir şekilde Rab’be dua edenler mutlaka çözüm bulur.

 

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares