Durum ne olursa olsun Rab ile olan yolculuğumuzda en önemli şey yüreğimizin samimiyetidir. Bu insanlar arası bir rekabet değildir. Bu Rab’bin Sözüne inanıp Mesih’in yanında durdukça sahip olduğumuz Tanrısal silahlarla yaptığımız ruhsal bir savaştır. Rab’bin istediğini yapma konusunda mazeret uydurmamalı ya da oyunlar oynamamalıyız. O kutsaldır ve bizim de bu nedenle kutsal olmamız gereklidir. Rab Tanrı’nın kutsal olduğunu bildiğimiz için, bizim de ona benzememiz gerekir (1. Petrus 1:16). Samimi bir yüreği olmayanlar Müjde’nin aleyhine çalışmaktadır. Doğru bir amaç için her yol mübah mıdır? Söz konusu Rab’bin işi olduğunda bunun cevabı ‘hayır’dır. Rab’bin işi başından sonuna kadar temiz ellerle yapılmalıdır. Yalan babasının uydurduğu çarpık fikirleri dinlememeli, Rab’bin Sözüne uygun olmayan şeyler yapmamalıyız. Eğer cevaplayamadığımız sorular varsa ya da ihtiyaçlarımızı karşılamanın bir yolunu bulamıyorsak, söylenecek doğru şey şudur: ‘’Bilmiyorum. Bunu yapamıyorum. Bunu yapmak için gereken şeylere sahip değilim’’.

Şu konuyu açıklığa kavuşturalım: Bizim uğraşımız din ile alakalı değildir. Bir dini savunup ötekine karşı gelme gibi bir çabamız yoktur. Bizimki ruhsal dünyalardaki karanlığın yer yüzündeki güçlerine ve inanmayanların gözlerini gerçeğe kapayan ruhsal cehalete karşı verilen ruhsal bir savaştır.  Rab’bin Sözünü her duyurduğumuzda İsa Mesih’in adında dua eder ve Rab’bin gücünü harekete geçiririz. Rab Tanrı İsa Mesih’teki yerimizi almamızı ve oradan asla ayrılmamamızı istiyor.

Karanlığın Rab’bin çocuklarını fahişeliğe, zinaya, sahtekarlığa ya da diğer günahlı eylemlere sürüklemek için elinden gelen her şeyi yaptığını biliyoruz. Düşmanın tuzaklarından fark ettiğim başka bir tanesi ise, kurtulmuş olanları doğru yoldan çıkartmak için onlara kestirme yollar önermesidir. Bu kişiler ünlü olmak, varlıklı bir hayat sürmek, en tepede olmak, hatta Kutsal Yazılardaki elçilerden bile daha meşhur olma arayışına giriyorlar. Bu düpedüz çılgınlıktır. Ama maalesef Rab’bin birçok çocuğu açgözlülüğe kapılıp büyük sıkıntılara düşüyorlar ve gelecekte bu sıkıntıları daha da artacak gibi görünüyor.

Pavlus bu ayette mazeretler uydurmadığını ve Selaniklilere öğütler verirken hileye ya da yalana başvurmadığını belirtiyor.  Elçi Pavlus gibi, bizler de yalanla ya da kirli bir amaçla gelmemeli, işlerimizde hileye başvurmamalıyız. İnsanların En Yüce Olan Rab’bi dinlemeleri için, tek gerçek olan Rab’bimize hizmet ettiğimiz bütün zamanlarda ellerimiz temiz olmalıdır.

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares