Rab’bin çağrısında Ona minnettarlığın dışında hiçbir şekilde kendini küçültmeye yer yoktur. Çünkü Rab sizi kendi amacı için seçmiştir. İlahi lütfunu hayatınızın üzerine dökmekten hoşnuttur. Eğer üzerinize düşeni yaparsanız, kimse sizi Rab’bin elinden kapıp götüremez (Yuhanna 10:27-30). Onun çağrısı sonsuzdur ve bu çağrıda pişmanlığa yer yoktur.

Her konuda alçak gönüllü olmanız gerekir ama değersiz olduğunuza ve Rab’bin önünde hiçbir kıymetinizin olmadığına inanırsanız Rab’bin size verdiği şeyleri alamazsınız ve bu şeytanın bir hilesidir. Şunu anlamamız gerekiyor: Rab’bin sonsuz planı sayesinde O bizi kendisine ait olmaya çağırdı; böylece Mesih’te Onun bedeninin üyeleriyiz. Mutlu olmamız ya da hayatımızda günahlar içinde sürüklenmemiz tamamen bizim seçimimizdir. O bizi sonsuzluk boyunca kendisinin Kralları ve Kahinleri olmak için çağırdı (Efesliler 2:1-10; Vahiy 5:9-10).

Biz değersiz değiliz. Biz Göklerin Egemenliği’nin çocukları, elçileri, varisleri ve Rab’bin Sözünün bildirdiği diğer her şeyiz. Her şeyi var edenin O olduğunu kesin olarak kabul ediyoruz; bu nedenle Ona alçak gönüllük ve saygıyla kulluk etmeliyiz. Ama aynı zamanda Mesih’te yerimizi cesaretle alıp, haklarımızı ve ayrıcalıklarımızı korkusuzca kullanmak da gereklidir (İbraniler 10:19-22). Kendi çabalarımızla Rab’bin bizi seçmesini sağlayacak hiçbir şey yapamayız. Rab kendisi hoşnut olduğu için bizi seçmiştir.

Peki neden Baba’nın bizi bu şekilde sevme isteğiyle çatışalım? Rab’bin her birimiz için yaptığı şey çok harikadır. Eğer bu dünyada yaşayan tek insan olsaydınız bile Rab, İsa’yı sizin yerinize ölmesi için yine gönderirdi. Kurtuluş da, seçim hakkı da, bunun sonucunda verilen karar da kişiye özeldir. Hala İsa’yı hayatlarında Rab ve Kurtarıcı olarak kabul etmemiş olanlar günahta yaşamaktadır. Kilisede yetkili ve önemli bir konumu olan birisi bile, yeniden doğmamışsa, Rab’bin Oğlu’nun kendisi için hazırladığı bütün şeylerden mahrum kalacaktır (Yuhanna 3:3). Rab muhteşem lütfunu hayatlarımıza gönderdiği zaman bundan son derece hoşnut olur.

Hayatınızda tüm bunların gerçek olabilmesi için, üzerinize düşeni yapmanız gerekir. Eğer Rab’bin Söz’ünün bildirdiklerine inanıyorsanız, sizi Mesih’teki yerinizden kimsenin çıkartamayacağı konusunda emin olabilirsiniz. O sizi kendisine ait olmaya, Onun kralı ve kahini olmaya çağırmıştır. Mesih’te bir insanın Rab’den alabileceği her şeye kavuşursunuz. Onda tamamlanırsınız (Yuhanna 1:16; Koloseliler 1:19; 2:9).

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares