Bizler defne tacından çok daha büyük şey için için mücadele ediyoruz. Ama bu yarışçılar yarışa katılmadan önce kendilerini her yönden denetliyorlardı. Saatlerce antrenman yapmakla kalmıyor, aynı zamanda yiyeceklerine de dikkat ediyorlardı. Görünüşe bakılırsa biz karanlığın güçlerine karşı açık bir savaşta olduğumuza inanmıyoruz ya da bunu öğrenmedik. Ama bu güçler korkunçtur ve hayatlarımızı mahvetmeyi amaçlamaktadırlar.

Kendinizi hazırlıyor musunuz? Hazırlıksız bir dövüşçü ile yenik bir dövüşçü aynı şeydir. Bu savaşa dahil olduğunuza inanıyor musunuz? Bu savaş yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır (Efesliler 6:12). Bu sizi ilgilendirmiyor mu? Böyle düşünüyorsanız ummadığınız bir anda ölümcül bir darbe alabilirsiniz. Bu belki bir hastalık, belki ailesel bir problem, belki maddi bir sıkıntı, belki başka türlü bir şey olabilir. Ama gerçeğe göz kapatmak faydasızdır; çünkü düşman sizi kirli ellerine alana kadar dinlenmeyecektir.

Hristiyan savaşçıların yaralandıklarını görmek ne kadar üzücü! Kral onları yeryüzündeki vekilleri olarak atadı ve bunu bir süre boyunca yaptılar. Ama hazırlıksız oldukları için düşman onlara Delila ile Şimşon’un hikayesindeki gibi çekici tuzaklar kurdu (Hakimler 16). Tutkularına kapılıp tuzağa düştüler. Bu yüzden geriye sadece utanç ve gayrımeşru bir çocuk kaldı. Başkaları ise dolandırıcılık yaptılar ya da tutuklanmamak için avukatlara rüşvet verdiler.

Savaşımız gerçektir ve bitmemiştir. Mesih’in ayaklarında olmalı, her zaman Rab ile paydaşlık içinde kalmalıyız. Her kardeşimizin istisna olmadıklarını bilmesi gerekiyor. Kimse karanlık güçlerle olan savaşın dışında değildir ve uygun bir şekilde hazırlanmamış olanlar bu savaşta yenik düşerler. Rab’bin önüne iyi hazırlanmış savaşçılar olarak gelmeliyiz. Utanacak hiçbir şeyimiz olmamalı ve Ruh’un kılıcını mükemmel bir şekilde kullanabilmeliyiz (2. Timoteos 2:15). Bizler savaşmak ve kazanmak için seçildik!

Eğer siz de yara alan askerlerden biriyseniz bilin ki Rab tüm yaralarınızı iyileştirebilir. Ama bunun için bir şey yapmazsanız düşmanın ellerinde kalırsınız. Bunun anlamı daha fazla hata yapacak olmanızdır. İçinden geçtiğiniz sıkıntıların sebeplerini fark ettiğiniz için artık mazeret olmayacak. Tek yapmanız gereken şeytanın sizi sürüklemesine izin verdiğiniz için tövbe etmek, yollarınızı değiştirmektir.

Petrus’un yaptığı gibi Rab’be yakarın ve boğulduğunuzu ona söyleyin (Matta 15:22-33). Rab size elini uzatacak ve Davut’a yaptığı gibi sizi de kurtaracak. Davut Bet Şeva ile olan günahından tövbe ettikten sonra (2. Samuel 11:3) bereket olarak kalmaya devam etmişti. Rab Tanrı’nın kutsallığına yönelin;  Rab sizi affedecek!

İsa’nın sevgisiyle,

Doktor Soares